29 Kasım 2010 Pazartesi

Tüm Dünyada Nerden İsterseniz Cepten Masa Üstüne Ulaşım.

Dünyanın her yerinden masaüstüne ulaşım cepte
Her yerden iş yapabilmek için laptop taşımaya son
 
FFujitsu'nun piyasaya sürdüğü, cepte taşınabilen Portable Zero Client sayesinde profesyonel çalışanlar hareket halindeyken, ağ bağlantısı olan herhangi bir bilgisayardan sanal masaüstüne güvenli bir şekilde uzaktan erişebilecek.

25 Kasım 2010; Fujitsu, Zero Client konseptini geliştirerek, Portable Zero Client (Taşınabilir Zero Client) ürününü piyasaya sürdü. Kullanıcıların sanal masaüstlerine istedikleri yerden güvenli bir şekilde erişebilmelerini sağlayan ve cepte taşınabilen Portable Zero Client, işletmelere zaman ve kaynak tasarrufu sağlarken, mobilitenin büyük ölçüde artmasına da yardımcı oluyor.

Günümüz rekabet ortamında, sürekli hareket halinde çalışanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan Portable Zero Client sayesinde kullanıcılar, ağ bağlantısı olan herhangi bir bilgisayardan sanal masaüstüne erişim sağlayabiliyorlar. Portable Zero Client MZ900, diğer uzaktan erişim yöntemlerine oranla üst seviyede bir güvenlik ortamı sunarken, esneklik özelliği ile farklı ihtiyaçlara kolayca cevap verebiliyor.


Fujitsu Türkiye İstemci Teknoloji Satış Yöneticisi Gökhan Özveren Portable Zero Client hakkında şunları söyledi:

"Fujitsu, Zero Client Altyapısının güvenli bir uzantısı olan Portable Zero Client ile çalışanların masaüstlerine ceplerinden erişebilmelerine imkan sağlıyor. Bu ürün seti sayesinde Fujitsu, Zero Client’a geçişi her zamankinden daha kolay hale getirirken, kullanıcılara gelişmiş güvenlik özellikleri ile düşük fiyat, yüksek verimlilik ve minimum bakım ihtiyacı sunuyor. Günümüzün gittikçe zorlaşan koşullarına ayak uyduran, çalışanların değişen ihtiyaçlarına kusursuz bir biçimde cevap veren Zero Client, gerek kurumlar gerekse profesyoneller için ideal bir yardımcı."

Dünyanın her yerinden masaüstüne erişim
USB memory disk görünümündeki Portable Zero Client MZ900 cihazı, ünitenin sadece okunur bölümündeki bir yazılım sayesinde, yükleme gerektirmeyen bir mekanizmayla, kullanıcılara güvenli bir erişim imkânı sunuyor. Bu şekilde kullanıcılar dünyanın herhangi bir yerinden Zero Client ile masaüstlerine erişebiliyorlar. Ancak Zero Client'ın sağladığı üst düzey güvenlik özelliği sayesinde kullanıcıların, bağlantı kurulup gerekli şifreler doğrulandıktan sonra cihazın şifreli bölümündeki verilere erişmeleri mümkün oluyor. Portable Zero Client kapatıldığı zaman bağlantı için kullanılan ana makinede geçmiş kullanımlara ait hiçbir iz kalmıyor.

Portable Zero Client çalışanların dizüstü bilgisayar taşıma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Masaüstü sanallaştırmasının bütün avantajlarını kullanarak çalışanların verimliliğini artırırken, şirketler zaman ve kaynaklardan tasarruf elde ediyor. Aynı zamanda organizasyonların yazılımlarla birlikte Zero Client altyapılarına taşınmasına yardım ederek, mevcut BT yatırımlarını koruyor.

Portable Zero Client tüm tehlikelere karşı korunuyor
Fujitsu, ana makineden bulaşabilecek virüs ve saldırılara karşı korunuyor. Ana makineler, Portable Zero Client'ın bağlantı ve şifreleme yazılımlarında değişiklik yapamadığı için kurumsal ağlar söz konusu tehlikelere karşı korunuyor. Korumalı bir bölümünde bulunan güvenli erişim yazılımı sayesinde Portable Zero Client, ana makinedeki zararlı yazılımlar ve kullanıcı bilgilerini kaydeden mekanizmalara karşı da güvenle korunuyor.

Portable Zero Client MZ900 modeli Kasım 2010 ortası itibarıyla yurt dışından sipariş edilebilmekte.

iPhone a Kansere Karşı Koruma Uygulaması Yüklendi

Kansere karşı iPhone uyarısı
Yeni uygulama ile cilt kanserine savaş açıldı
 
Avustralya'da geliştirilen yeni bir iPhone uygulamasıyla cilt kanserine savaş açıldı. Cilt kanserinin dünyada en çok görüldüğü ülke olan Avustralya'da ölümlerin önüne geçebilmek için geliştirilen uygulamada, hava durumu ve ultraviyole (UV) ışınlarının en yüksek seviyede olduğu zaman dilimleri yer alıyor. Kullanıcının nerede olduğunu belirlemek için GPS teknolojisini kullanan uygulama, UV ışınlarının yoğunluğuna göre kullanıcıyı otomatik alarm sistemiyle uyarıyor. Avustralya'da her sene ortalama 1850 kişi cilt kanseri nedeniyle yaşamını yitiriyor.

26 Kasım 2010 Cuma

Dijital Eğlence Fuarı Açılıyor.

COMPEX/GAMEX Uluslararası Dijital eğlence ve Oyun Fuarı 35 defa kapılarını açacak
Rönesans Fuarcılık tarafından bu yıl 35’nci kez düzenlenecek olan COMPEX Fuarı, 2010 yılında yeni bir konsept ile ziyaretçilerini ağırlamaya hazırlanıyor. COMPEX bu yıldan itibaren “COMPEX/GameX Uluslararası Dijital Eğlence ve Oyun Fuarı” adı altında 2-5 Aralık 2010 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Fuar Merkezi’nde kapılarını açacak.

Tüm dünyada 50 milyar dolarlık bir pazara sahip olan dijital oyun sektöründe  Türkiye önemli potansiyele sahip ülkeler arasında görülmektedir. Bu bağlamda GameX Uluslararası Dijital Eğlence ve Oyun Fuarı, Türk Telekom Grup şirketlerinden Sobee işbirliği ile sektöründe bir ilki gerçekleştirecek.

Özellikle yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çekmek adına önemli basamaklardan biri olması hedeflenen GameX, “uluslararası ihtisas fuarı” olarak önümüzdeki yıllarda bölge ülkelerini de kapsamayı planlıyor.

Yeni konsepti çerçevesinde uluslararası on-line oyun firmalarının da katılımı ile ziyaretçiler arasında ödüllü oyun turnuvalarının gerçekleştirileceği fuarda, Türk Telekom, TTNET, Sobee, Avea, Toshiba, Sony, Asus, Lenovo, Dell Alienware,
X-Wishes oyun simulasyonları ve Nintendo gibi firmalar dijital oyun sektöründe en son yeniliklerini ziyaretçilere tanıtacak.

Ayrıca, Türk Telekom, Sobee’nin 700 metrekarelik standında, 4 gün boyunca sürecek ödüllü turnuvalar ve uluslararası boyutta ses getirmesi beklenen yeni oyun lansmanları da yapılacak.

23 Kasım 2010 Salı

Facebook Takip Merkezi


Florida'da bir kadın borç aldığı şirketin kendisini Facebook'ta taciz ettiği iddiasıyla dava açacağını söyledi



Araba almak için 362 dolar borçlanan Melanie Beacham adlı kadına 'borcunuzu ödeyin' diye mesaj gönderildi. Fakat bu mesaj kişiye ne telefonla ne de mail yoluyla iletildi. Alacaklı firma, ulaşamadığı müşterisinin izine 'facebook'ta rastladı. İşte bütün hikaye bundan sonra başlıyor. Beacham'ın iddiasına göre alacaklı firma Facebook'ta duvarına borcunu ödemesi konusunda iletiler göndererek kendisini sık sık rahatsız etmeye başladı. MarkOne LLC adlı borç tahsilat şirketi ayrıca aile üyelerine, kadının derhal şirketi araması için Facebook üzerinden çağrı yaptı.
ÖZEL HAYATI İHLAL
Genç kadın, şirketin adresini tam olarak bilmesine rağmen, kendisine ve ailesine ulaşmak için Facebook'u kullanması karşısında şok olduğunu söyledi. 34 yaşındaki  Beacham, aile üyelerine karşı küçük düşürüldüğünü de sözlerine ekledi. Genç kadın bu kapsamda şirkete karşı dava açmaya hazırlanıyor. Beacham'ın avukatı firmanın özel hayatı ihlal ettiğini söyledi. Florida'nın tüketici koruma kanunu kişilerden taciz yöntemiyle tahsilatı yasaklıyor.

Tahsilat acentesi ise yanlış yaptıkları iddiasını reddediyor. Fakat firma tahsildarların Facebook'la iletişimi, kişilerin cevap vermemesi halinde, kullandıklarını kabul etti. Buna göre firma, Facebook'u mektuplaşmayla ve telefon aramasıyla eş tutuyor.

21 Kasım 2010 Pazar

Bu Şarj Cihazı Her Telefona Uyuyor


'İnce uçlu-kalın uçlu' aramaya son!

Uluslararası Cep Telefonu Üreticileri ve Telekom Şirketleri Platformu (OMTP) önümüzdeki yıldan itibaren bütün cep telefonlarında kullanılabilecek tek bir şarj aletinin kullanıma sunulacağını bildirdi.

Nokia ve Ericson gibi dev cep telefonu üreticilerinin yanı sıra Orange, Telenor, Vodafone gibi uluslararası telekomünikasyon firmaları tarafından da desteklenen projenin cep telefonu kullanıcıları için büyük bir kolaylık sağlaması bekleniyor. Yeni şarj aletinin halen Apple tarafından üretilen İ-Phone'larda da kullanılan usb girişli olacağı öğrenildi. Uzmanlar söz konusu projenin milyonlarca Euro değerinde tasarruf sağlayacağını ifade ediyor.

AVRUPA PROJEYİ ONAYLADI
Dünyanın farklı ülkelerindeki yüz milyonlarca cep telefonu kullanıcısı tarafından uzun süreden beri beklenen ortak şarj aleti nihayet gerçek oluyor. Cep telefonu üreticileri ve Telekom firmaları nihayet bu konuda anlaşmaya vardığı öğrenildi. Önümüzdeki yıldan itibaren tek bir şarj aleti markasına bakılmaksızın bütün cep telefonlarında kullanılabilecek. Ortak şarj cihazı projesi Avrupa Birliği'nin standartlardan sorumlu organizasyonu CENELEG tarafından da onaylandı.

Danimarka Standartları Enstitüsü kararı büyük bir başarı olarak değerlendirdi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Danimarka Standartları Enstitüsü danışmanlarından Christian Verholt, "Ortak şarj aleti sadece müşteriler için değil aynı zamanda çevre için de büyük bir iyilik olacak" dedi.

20 Kasım 2010 Cumartesi

Cepte Dolandırıcıların Son Numarası

Bu numaraları yutmayın

 
Dolandırıcılar ‘cep’lere gözünü dikti. Zaman zaman savcı, polis, asker maskesiyle kontör isteyen dolandırıcılar, farklı yöntemler geliştiriyor. Cep telefonlarına gönderdikleri mesajla “Tebrikler, kol saati kazandınız” ya da “Elektrik faturanızdaki indirimden yararlanın” gibi aldatıcı mesajlarla tuzak kuruyorlar.

İşte o mesajlar:

* Tebrikler! Ücretsiz 2 adet kol saati kazandınız. Hemen 0532111xxxx’i arayın, size özel ücretsiz hediyenizi ve tasarruf cihazınızı almayı unutmayın.

* Tebrıkler! Hediye kol saati kazandınız. Hemen 0216468xxxx’i arayınız. Hem
kol saatinizi alın hem de elektrik faturalarınızdaki indirimden yararlanın.

Cep telefonlarına gelen bu mesajlara kesinlikle yanı verilmemeli ve verilen numara aranmamalı. Uzmanlar bu gibi şüpheli mesajlara karşı kullanıcıları uyarırken banka hesap numarası, kredi kartı numarası gibi kişisel bilgilerinizi isteyenlere karşı uyanık olunması gerektiği konusunda uyarıyor.

18 Kasım 2010 Perşembe

Çöpe Atılan Büyük Tehlike !! Dikkat


Dikkat kişisel bilgileriniz risk altında

Türkiye'de bazı banka, firma ve devlet kuruluşlarından çıkan hurda bilgisayarların değerli parçaları uygun imha metotları yapılmadan içinde kayıtlı kişisel bilgilerle yurt içinde ya da yurt dışında ikinci el olarak satılıdığı bildirildi.
Türkiye'nin ilk elektronik atık geri dönüşüm tesisi Exitcom Recycling'in Genel Müdürü Murat Ilgar, dünya genelinde elektronik atığın 30 ile 50 milyon ton arasında olduğunu ancak bunun 2 milyon tonun toplandığını söyledi.
Türkiye'de ise resmi verilere göre atık miktarının 400 bin ton civarında olduğu ancak bunun 5 bin tonunun toplanabildiğini ifade eden Ilgar, Türkiye'de elektronik atık tehlikesinin pek bilinmediğini, bunun dikkat edilmesi gerekilen özel atıklar sınıfında olduğunu vurguladı. Türkiye'de elektronik atıkların imhası ve geri dönüşümü konusunda ilgili bakanlıktan uyum belgesi alan 12 firmanın faaliyetini sürdürdüğünü ifade eden Ilgar, bu firmaların bazılarının daha önce hurdacılık yapan kişilerce kurulduğuna dikkati çekti.
Bunlardan bazılarının topladıkları elektronik atıkları teknolojik ve fiziki altyapıları olmadığından yurt dışına gönderdiğini vurgulayan Ilgar, şöyle devam etti: ''Bazıları Honkong'a bu atıkların geri dönüşüm yapılması için gönderiyor. Ancak Honkong'ta bu iş için tesis yok. Bunun gibi bazı yerlere gönderilen atıklar Çin gibi ülkelerde ikinci el olarak satılıyor. Bunun engellenmesi lazım. Elektronik atıklarını geri dönüşüme veren firmanın, bunun takibini yapması gerekir. Ayrıca yurt dışına çıkan atıklar denetlenmeli ama yapılmıyor. Bu konuda bilinçli hareket edilmesi gerekir ama maalesef bugün ülkemizde bu bilinç yok. Türkiye'de bazı banka, firma ve devlet kuruluşlarından çıkan hurda bilgisayarların değerli parçaları uygun imha metoları yapılmadan içinde kayıtlı kişisel bilgilerle yurt içinde ya da yurt dışında ikinci el olarak satılıyor. Ankara ve İstanbul'daki birçok hurdacı binlerce hard disk bulunuyor. Hurdacılar bu hard diskleri nereden alıyor? Kimler içindeki kişisel bilgilerle bu hard diskleri buralara satıyor araştırılması lazım. Özellikle milyonlarca kişinin kişisel bilgilerinin kayıtlı olduğu bankalardan çıkan eski bilgisayarların ne yapıldığı mutlaka araştırılmalı. Yoksa gelecekte kişisel bilgi güvenliği çok büyük zarar görebilir. ''
FİRMALAR ATIKLARINI TAKİP ETMELİ
Bilgi güvenliği konusunun çok önemli olduğunu ancak Türkiye'de bu konuda yeterli bilincin oluşmadığını ifade eden Ilgar, elektronik atıkların ilgili firmaya teslimi yapıldıktan sonra takibinin yapılmadığını bunun da çok tehlikeli olduğunu anlattı. Dünyada ''data güvenliği'' denen bir olay olduğunu, bilgilerin özel bir programla silindikten sonra kırıcılarla tekrar kullanılmaz hale getirildiğini ifade eden Ilgar, ''Türkiye'nin en büyük kapasiteli, en gelişmiş teknolojiye sahip elektronik atık imha ve geri dönüşüm tesisini kurduk ancak hiçbir banka ve devlet kuruluşuna hizmet veremiyoruz. Bunların elektronik atıkları ne yaptıkları da belli değil. Özel bilgilerin hard disklerden silinmesi özel uzman ekiple ve özel programlarla yapılabilir. Yalnızca formatla kişisel bilgiler silinmez. Bu bilgiler art niyetli insanların eline geçtiği zaman bilgilerinizi internette veya başka ortamlarda görebilirsiniz'' şeklinde konuştu.
MKE'DEKİ ELEKTRONİK ATIKLAR
Kamu kurum ve kuruluşlarının da elektronik atıklarını Makine ve Kimya Endüstrisine (MKE) gönderdiğini kaydeden Ilgar, ''Ancak bu atıklar illerde MKE'ye ait açık depolarda toplum sağlığı açısından tehlike arz edecek şekilde muhafaza ediliyor. Bir de şuraya dikkatinizi çekmek istiyorum. MKE depolarına kamu kurum ve kuruluşlarından gelen bilgisayarlara baktığımızda hard disk gibi birçok parçanın olmadığını görüyoruz. Bu parçalar nereye gidiyor?'' şeklinde konuştu. Belediyelerin elektronik atık konusunda toplama merkezi kurmak zorunda olduğunu vurgulayan Ilgar, vatandaşların da atıklarını bu toplama merkezlerine ya da geri dönüşüm firmalarına götürmeleri gerektiğini dile getirdi. Elektronik atık alanında Türkiye'de en önemli tehlikenin buzdolabındaki gaz, floransan lambalar ile televizyon ve monitör tüplerinin oluşturduğunu belirten Ilgar, ''Televizyon tüpleri zehirli kurşun ve fosfor ihtiva ediyor. Floransan lambaların içindeki cıva gazının 320 kilometre gitme özelliği var. Buzdolabının da içindeki 1 gram gaz 10 bin kat egzoz gazından daha tehlikeli. Bunların hurdacılarda gelişi güzel parçalanması insan sağlığı açısından risk oluşturuyor. Yurt dışında bunları alıp satamazsın. Hurdacıya veremezsin'' diye konuştu.
''Türkiye'de elektronik atıklar gelişi güzel şekilde hurdacılar tarafından toplanmasının toplum sağlığı açısından da sakıncaları var'' diyen Ilgar, şöyle konuştu. ''Acilen Elektronik Atık Yönetmeliği'nin çıkarılması gerek. Atık olayı devletin politikası olmalı. Üretici firmalarının da 'Kirleten öder' prensibi ile hareket etmeleri gerek. Bununla alakalı Avrupa'da 2006'da 'Atık Elektrik Elektronik Ekipmanları' diye yönetmelik çıktı. Bu yönetmelik Türkiye'de çıktıktan sonra üreticiler bazı ürünlerini sübvanse etmek zorunda kalacak, bunlarla ilgili tesisler kurulacak. Ayrıca hurdacılara elektronik eşya satışı da yasaklanmalı. Bu çok önemli.''

Sakın Kimseye İnternet Şifrenizi Vermeyin. Cezası Büyük




Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, internete ulaşım şifrelerinin ortak kullanılmasının güvenlik zaafiyetine yol açtığına işaret etti. Bilişim Uzmanı Çığır İlbaş ise modem şifrelerini veya internet kablolarının başkalarıyla paylaşılmasına yaklaşık bin ile on bin TL ceza verildiğini kaydetti.

Sağıroğlu, yaptığı açıklamada, internetin yaygınlaşmasıyla kullanıcıların farkına varmadan kullandıkları bilişim sistemlerinde açıklar oluşturabileceklerini hem de suç işleyebileceklerine söyledi. İnternetin hayatın vazgeçilmez parçası olduğuna işaret eden Sağıroğlu, interneti bilinçsiz kullanmaya karşı alınabilecek önlemlerin olduğunu ifade etti. İnternete erişim için kullanılan modemlerin şifrelenmesinin önemine dikkat çeken Sağıroğlu, kablolu modemlerin komşularla paylaşılmaması gerektiğini vurguladı. Sağıroğlu, kişisel bilgilerin güvenliğini sağlamak için, özel fotoğraf, görüntüler ve buna benzer materyallerin internete gelişigüzel yüklenmemesi ve internet üzerinden mümkün olduğunca paylaşılmamasını istedi. Sağıroğlu, şifreleri belirlerken dikkatli olunması, bilinmeyen ve güvenilmeyen yerlerden alınan mesajların kabul edilmemesi, bilinmeyen linklere tıklanılmaması, lisanslı güvenlik yazılımları kullanılmasına dikkat edilmesinin gerekli olduğunu kaydetti.
Bilgisayarlarda anti-virüs programlarının mutlaka yüklü olması gerekli olduğuna işaret eden Sağıroğlu, internet hizmeti aldıkları birimleri bilgi güvenliği önlemleri ne derece sağladıkları konusunda sorgulama yapmaları gerektiği ifade edildi.

"İNTERNET ŞİFRENİZİ KOMŞUNUZLA PAYLAŞMAYIN"
Adli Bilişim Uzman Çığır İlbaş ise bilinçsiz internet kullanımının hukuksal sonuçları olduğunu hatırlattı. İlbaş, son dönemlerde açılan bilişim davalarında dikkat çekici boyutlara ulaştığını belirterek, şunları söyledi: "Türkiye'de modem şifresini paylaşarak kullananların sayısı oldukça fazla. Özellikle kamu kurumları lojmanları, toplu konutlar ve büyük sitelerde rastlanan bu olay kişileri büyük bir güvenlik zafiyeti ile baş başa bırakıyor. Modem şifresinin paylaşılması veya kablonun paylaşılması ciddi bir suçtur. Elektronik Haberleşme Kanunu'na göre kendi aboneliğini bir şekilde (şifresini vererek veya kablo ile) komşularıyla veya üçüncü şahıslarla paylaşan kişiler için bin günden on bin güne kadar idari para cezasına çarptırıldığı ifade ediliyor. Kanun, bu kişileri lisans almadan internet servisi yapan kişi olarak tanımlıyor. Toplumsal ve sosyal anlamda çok ciddi bir açık oluşturuyoruz. Bu çok yanlış bir yaklaşımdır. Evinizin anahtarını başka birine vermemeniz gerektiği gibi ADSL modemlerin şifreleri de paylaşılmamalıdır."
İlbaş, bir kişi veya kurum hakkında kanıtsız ithamların yer aldığı e-posta zincirlerini ileten kişilerin, ileti zincirini başlatan kişilerin suçuna iştirak ettiklerini belirtti. Sanal ortamda kimlik bilgilerinin kesinlikle kullanılmamasını isteyen İlbaş, "Kimlik, pasaport, sosyal güvenlik ve telefon numarası, doğum günü, anne kızlık soyadı gibi bilgilerinizi kesinlikle paylaşmayın. Uzun bir tatile çıktığınızı söylemek bazen çok riskli olabilir." dedi.

17 Kasım 2010 Çarşamba

iPhone ve Blackberry'e Şaşırtan Darbe







Sonunda birileri duruma el koydu ve bu çılgınlığa dur dedi!
Hemen her gün piyasaya düşen, yeni bir özelliğe sahip, ya da var olanı uç sınırlara çeken telefon haberlerinin bombardımanı altında yaşayıp, sahip olduğumuz telefon hakkında "acaba bunu almakla hata mı yaptım" diye düşünmeye zorlandığımız bir  çağda yaşıyoruz.
Belki ilk başlarda keyifli olan bu taşınabilinir teknoloji cenneti durumu sanırım benim gibi başkalarının da sinirini bozmaya başlamış olmalı ki "telefonumu geri verin!" deme ihtyiacı duymuşlar.
Hollandalı John Doe isimli reklam ve tasarım ajansı ekibi "sadece konuşmaya" yarayan bir telefon üretti, adını da kendilerine ithaf ederek John's Phone koydu.
Sadece konuşmak derken tam olarak da kastedilen bu çünkü telefonla bırakın fotoğraf çekip, internete girmeyi, mesaj bile gönderemiyorsunuz.
Konuşmaktan başka yapabileceğiniz tek şey "adres defteri"ne kayıt girmek o da zaten telefonun içinde değil üstünde. Telefonun arkasına yerleştirilmiş kağıttan bir adres defteri ve kalemi bulunuyor, numaralarınızı oraya kaydediyorsunuz.
Şaka gibi değil mi? Ama değil. İlk başta saçma gelebilen böyle bir telefon fikri düşündükçe çekici bir hal alıyor; en azından bana çekici geldiği kesin.
Dünyanın en basit cep telefonu olarak lanse edilen "John's Phone"un özelliklerine şöyle bir göz atalım (acaba kaç satır çıkacak?)
1- Bu telefonla alışma, öğrenme derdiniz olmaz çünkü zaten öğrenilecek bir özelliği yok. Zaten yapıp yapabileceğiniz işlemler sınırlı, arama yapma, çağrı kabul etme, tuş kilidi açma-kapama, sesi arttırıp azaltma.
2- Yaşlılar ve çocuklar için gerekli olacağı düşünülmüş hızlı arama özelliği var. İstediğiniz tuşa numara atayabiliyorsunuz.
3- Ekrana yer ayırma derdi olmadığı için tuşlar olabildiğince büyük ve basması kolay şekilde tasarlanmış.
4- John's Phone'un başka hiçbir telefonda olmayan bir telefon defteri var. Özellikle belli yaş üzeri kullanıcının hoşuna gidebilecek eski usül kalemli telefon defteri telefonun arkasındaki kapaklı bir bölmeye konmuş.
Telefonunuz kapalı olsa bile adres ve telefonlarınızı güncelleyip, değiştirebiliyorsunuz, ne hoş değil mi? :)

5- Quad-band özelliği dünyanın farklı yerlerinde farklı alt yapılarda kullanılabilmeyi sağlıyor. Lakin 3G'li olmadığı için alt yapısı 3G olan Japonya ve Güney Korede bu telefonu kullanamıyorsunuz.
6- Karar vermekle uğraşmayın "o mu bu mu" diye sıkılmayın diye bu telefonda bir tane basit bir zil sesi var (Evet 1). Tek yapmanız gereken ayar, hangi seviyede çalacağı ile ilgili ki o da zaten 3 seçenekli: Yüksek, normal, sessiz.
7- Tüm zil sesi seviyeleri ile birlikte çalışabilen titreşim özelliği unutulmamış neyse ki.
8- Arayan numarayı gösteren mini ekran telefonun tepe kenarında. Tıpkı çağrı cihazlarının ekranlarına benzeyen göstergedeki rakamlar yeterince büyük ve okunaklı.
9- Telefonun en güzel yönlerinden biri müthiş enerji-verimliliği (1200 mAh). Bekleme modunda şarj etmeden 3 haftadan fazla çalışabiliyor. Elbette bunda pil tüketecek bir özelliğinin olmaması da etkili. Mini ekranda pil dolu olduğunda net bir şekilde görülebilen JOHNS yazısı şarj azaldıkça silikleşmeye başlıyor. Şarjı tükendiğinde tek gördüğünüz J harfi ve yanındaki LOW ibaresi oluyor.

10- Firma şarj etme şekli konusunda oldukça esnek davranmış. Telefonla birlikte gelen adaptör ve kabloları kullanarak ister elektrik prizinden, ister USB ile bilgisayardan şarj edebiliyorsunuz.
11- İşte telefonun en über-tekno özelliği: Eller serbest (hands-free) arama yapılabiliyor. Ama sizi yanıltmış olmayayım çünkü burada bahsedilen sesi dışarı vermek suretiyle bir arama değil, telefonla gelen kulaklık setini kullanarak ellerinizi serbest bırakan arama tarzı.
12- Telelonun ölçüleri gayet makul 10.5 x 6 x 1.5 cm, ağırlığı da 95 gram.
13- Telefonun uzun ömürlü ve suya dayanıklı olması için yapımında yüksek kalite plastik kullanılmış.
14- Telefonun 5 farklı renkte seçeneği var.
Dikkatimi çeken bir özelliği daha sizinle paylaşayım: Çağrı başlatma ve sonlandırma tuşları (bkz. foto) oldukça yaratıcı.


Eğer bu telefona karşı ilgi besliyorsanız Hollanda'dan veya internet üzerinden temin edebilirsiniz. Satış fiyatı 70 Euro civarında.

Facebook Yüzünden İşten Kovulanlar Artıyor !!


Onun yüzünden işini kaybedenlerin sayısında büyük oranda artış var.

İnternet sosyal paylaşım siteleri iletişim çağının vazgeçilmezi olsa da, işverenlerin her zaman bu işe sempatiyle bakmadığı ortaya çıktı. Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşımların en yoğun yaşandığı ülkelerin başında gelen Amerika'da pek çok insan sırf bu nedenle işinden kovulunca, sokak dilinde "Facebook Kovulması" (Facebook fired) diye yeni bir İngilizce deyim türetildi.

Son iki aydır Facebook yüzünden işini kaybedenlerin sayısında artış var. Connecticut'ta bir hastane görevlisi Facebook sitesine patronuyla ilgili olarak "bu adam kaçık" anlamına gelen bir takım tıbbi referanslar yazınca işini kaybediverdi. New York'ta bir okulda çalışan 3 öğretmen, öğrencileriyle Facebook aracılığıyla iletişim kuruyordu. Ancak okul yönetimi Facebook mesajlarının içeriğini uygunsuz bularak öğretmenlerin işine son verdi. McDonald's çalışanı bir kadın, yine Facebook'ta işyeri müdürü aleyhine argo sözler sarf edince "kovuldunuz" mesajı gelmekte gecikmedi.

İşten atılmaların en ilginçlerinden biri Cisco'da yaşandı. Kendisi de iletişim ve İnternet hizmeti sunan bir şirket olan Cisco'da çalışmaya başlayan genç, işe alınma sevincini Twitter mesajıyla paylaşmak için, "her ne kadar işten nefret etsem de, verilen ücret fena değil" diye duygularını dile getirince anında yeni patronundan "işini sevmeyen biriyle çalışamam, güle güle" mesajıyla kendisini kapının önünde buluverdi. Philadelphia'nın Eagles stadyumunda görevli bir kişi, Eagles futbol takımıyla ilgili küfürlü sözler sarf edip, bunu da Facebook sitesindeki arkadaşlarına iletince ertesi gün işinden oldu. İnternet güvenliği üzerine hizmet veren şirketlerden "Proofpoint" tarafından yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, büyük Amerikan şirketlerinin en az yüzde 8'i çalışanların sosyal medya üzerindeki paylaşımını denetliyor. Bu rakamın giderek daha hızlı biçimde artmakta olduğu belirtiliyor.

Facebook'ta Yeni Hizmet Başlıyor.


Artık e-posta işine de girmeye hazırlanıyorlar...

Facebook, internet üzerinden iletişimde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. Facebook, elektronik posta ve sanal sohbet gibi tüm elektronik iletişim araçlarını tek bir çatı altında toplayan bir platform geliştirdi. Yeni platformun tanıtımını da Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg yaptı.

'Facebook.com' uzantılı elektronik posta adresi alan kullanıcılar bu adres ile hem e-postalarına hem de Facebook'daki mesajlarına erişebilecek. Akşam'ın haberine göre, kullanıcının posta kutusunu istediği gibi kişiselleştirmesine olanak sağlayan platform, gelen mesajları önem sırasına göre otomatik olarak sınıflandıracak. Platform üzerinden sanal sohbet de mümkün olacak. Milyonlarca kullanıcının merakla beklediği platformun, G-mail, Hotmail ve Yahoo gibi elektronik posta devlerine rakip olması bekleniyor.

16 Kasım 2010 Salı

iPad'de Albüm Kaydı ! Müslüm mü Acaba :)


Gorillaz’ın yeni albümü iPad’de kaydedildi

Gorillaz grubunun solisti Damon Albarn grubun yeni albümünün tamamını Apple marka tablet bilgisayar iPad'de kaydettiğini açıkladı. Ünlü İngiliz grubu Blur'un da solisti olan Albarn tam bir teknoloji delisi olduğunu ve piyasaya çıkar çıkmaz satın aldığı iPad'ine aşık olduğunu söyledi. iPad kullanarak kaydettiği yeni Gorillaz albümünün önceki albümlerden çok daha farklı bir dokusu olduğunu iddia eden Albarn, albümde Amerikan müziği etkisinin çok yoğun olduğunu ancak grubun özünden birşey kaybetmediğini söyledi. Yeni Gorillaz albümünün Noel'den önce piyasaya çıkması

15 Kasım 2010 Pazartesi

3D Bize Yetmez Diyenler 3' te 3 Olsun O Zaman.

Üç boyutlu televizyonların olmazsa olmazları: Full HD, LED, İnternet TV
 
'İçerik yeterince yok', 'fiyatı henüz pahalı' ... derken, yaklaşık 6 ay önce Türkiye'ye  gelmeye  başlayan üç boyutlu (3D) TV'ler şimdiden 6 binden fazla eve girdi. 2010 yılının başı ile birlikte esen Avatar rüzgârının, televizyon pazarındaki etkisi azalmış olsa  da 3D TV’ler, “Üç boyutlu ne seyredebilirim ki” diyenlere Full HD, LED, İnternet TV gibi özellikleriyle hitap ediyor


PANASONIC TX-P42GT20
Üç boyutlu kamerasıyla 3D ailesini tamamlayan Japon Panasonic’in 42 inçlik (106 cm)  ekranı bu modeli, 2D içerikleri 3D’ye çeviriyor. İnternet TV özelliği de bulunan ürünün  Viera Cast fonksiyonu ile haber, hava durumu ve borsa bilgileri takip edilebiliyor.
Artıları
600 Hz’lik yüksek görüntü yenileme hızı. 2D/3D çevirme. Düşük tepki hızı (0.001 M/sn.)
Eksileri
3D’de parlaklık düşük. Güç tüketimi yüksek (143 W). Kontrast oranı düşük (5.000.000:1)



LG 47LX9500
Türkiye pazarına 47 ve 55 inçlik iki 3D TV modeli ile giren Koreli LG’nin Infinia 47LX9500’ü Full HD ve Full LED olmasının yanında 10.000.000:1’lik yüksek kontrast oranı ile dikkat çekiyor. 47 inçlik üründe, 400 Hz’lik TruMotion görüntü teknolojisi  bulunuyor. 2 milisaniyelik tepkime süresi, 178 derecelik izleme açısı, 4 adet HDMI, 2  adet USB girişi ürünün diğer özellikleri arasında.
Artıları
Yüksek dinamik kontrast oranı (10.000.000:1). 1.3 inç inceliğinde panel.
Eksileri
3D modunda görüntü ve renk kalitesi düşüyor. 2D’yi 3D’ye dönüştürme özelliği yok.


SONY KDL-40LX900
Full HD 3D görüntü teknolojisini TV ile birlikte verilen Active Shutter gözlüklerle birlikte  sunan Sony’nin 40 inçlik (102 cm) bu modeli dahili Wi-Fi özelliği ile internete bağlanıp,  Youtube, Dailymotion ve Facebook gibi paylaşım sitelerine bağlanabiliyor. Kullanıcının  TV seyretme tercihlerini analiz eden cihaz, dahili yüz algılama teknolojisi ile yeni  programlar öneriyor. Ses ve görüntü performansını, izleyicinin TV karşısındaki konumuna göre ayarlıyor.
ArtılarıBeyaz ve siyah renkleri aynı karede gösterebilen Edge LED arka ışıklandırma. Çocuklar ekrana fazla yaklaştığında uyarı veriyor.
Eksileri
Güç tüketimi 145 Watt’ı buluyor. Görüntü yenileme hızı düşük (200 Hz).


SAMSUNG UE40C8000XW
Samsung’un bu modeli, 2D filmleri 3D’ye dönüştürme fonksiyonunu da barındırıyor. 40  inçlik ekran büyüklüğüne sahip olan TV, Skype üzerinden görüntülü görüşme de  yapabiliyor. Cihaz, 3D HyperReal Engine görüntü işlemcisi, 200 Hz’lik motion plus gibi özelliklere de sahip.
Artıları
Rakiplerine göre oldukça hafif (12.8 kg). Seçilen programları kayıt özelliği (PVR).
Eksileri
Güç tüketimi yüksek (maksimum 180 Watt). 3D gözlük ayrı satılıyor.


TOSHIBA 46WX800U
Toshiba’nın 46 inçlik 3D TV’si Full HD görüntü kalitesinin yanında 240 Hz’lik görüntü yenileme hızına sahip. 19.1 kg ağırlığındaki TV’de internet TV özelliği de bulunuyor.
7.000.000:1 kontrast oranı olan TV’de Yahoo, Youtube, Facebook, ve Twitter gibi  ağlara direkt erişim sağlanabiliyor.
Artıları
Yüksek kontrast oranı. HDMI, Ethernet, USB, SD kart girişleri. Dahili Wi-Fi.
Eksileri
3D gözlükleri TV’den ayrı satılıyor. Türkiye’de henüz resmi satışına başlanmadı.

14 Kasım 2010 Pazar

Call of Duty'den yeni rekor


Castro'lu yeni versiyon piyasaya çıktığı gün 5.6 milyon sattı

Merkezi ABD'de bulunan Activision Blizzard şirketinin popüler savaş oyunu "Call of Duty"nin yeni versiyonu "Black Ops", piyasaya çıktığı gün ABD'de tam 5.6 milyon satarak, video oyunu dünyasında yeni bir rekor kırdı.
Bu satışlardan 360 milyon dolar elde eden şirket, yılbaşına kadar bu rakamın 1 milyar doları bulacağını tahmin ediyor. Hayranlarının sabırsızlıkla piyasaya çıkmasını oyunda oyunculara, Küba devriminin lideri Fidel Castro'yu öldürme imkanı sunulması, Küba yönetiminin tepkisini çekmişti.
Hükümetin internet sitesinde, "ABD'nin 50 yılı aşkın süredir başaramadığı, şimdi sanal ortamda bir oyunda y

13 Kasım 2010 Cumartesi

Bilgisayarınızın Belası. Dikkat !! Kanıt Kalabilir

Tarayıcınızın başının belası olan bu "çerezi", malesef hiç silemeyeceksiniz
 
 
Bilgisayarınızda girdiğiniz siteleri, sitelere yazdığınız kullanıcı adlarını kısacası geçmişse dair herhangi bir izi silmek için, tarayıcılardaki çerezlerle(cookie) beraber, internet geçmişini silmek oldukça sık kullanılan bir yöntem. Ancak "Evercookie" bu yönteme, silinmeyerek çomak sokuyor.
2005'te Myspace worm'u piyasaya süren Samy Kamkar tarafından internete sürülen bu "çerez", bir gün içinde yapıldı. JavaScript'te yazılan evercookie'nin işleyişi ise şu şekilde; normal "çerez" verilerini birçok şekilde bilgisayarınızda depoluyor, kendini tarayıcınızın HTTP, Flash, internet geçmişi ve SQlite gibi bölümlerine yerleştiren evercookie silinme uyarısını aldığı anda "çerezleri" tekrardan yaratıyor.
Safari'nin, Özel Gezinme seçeneği bu "çerezi" engellese de, diğer tarayıcılarda, Kamkar'ın tam bir test yapmamasından dolayı nasıl davrandıkları henüz tam olarak bilinmiyor.

12 Kasım 2010 Cuma

Kadınla erkek internette de ayrı düştü

Kadın erkek farkı bu alanda da kendini gösteriyor
Türkiye'deki internet kullanıcıları arasında kadınların evden, erkeklerin ise iş yerinden internete girmeyi daha çok tercih ettiği belirlendi.
Devlet Planlama Teşkilatı ''Bilgi Toplumu İstatistikleri 2010'' raporundan derlenen bilgilere göre, tüm internet kullanıcıları içerisinde kadınların yüzde 68,2'si internete evden girerken, erkeklerde bu oran yüzde 51,6 olarak gerçekleşti.
İşyerinde ise erkekler yüzde 38 ile ilk sırada yer alırken kadınlar yüzde 22,7 oranına ulaştı.
Eğitim alınan yerlerde kadınlar yüzde 11,8 ile yine ilk sırada yer alırken erkeklerin yüzde 7,4'ü söz konusu mekanlardan internete girdi.
Raporda her üç erkekten birinin de internete, internet kafelerden ulaştığı belirtildi.
Raporda öne çıkan bazı satır başları şöyle:
-Yaş grupları itibarıyla internet kullanımında 16-24 yaş grubu yüzde 59,4 ile ilk sırada yer alırken, 25-34 yaş grubu yüzde 45,1 ile ikinci sırada, 35-44 yaş grubu 30,2 ile üçüncü sırada, 45-54 yaş grubu yüzde 18,6 ile dördünce sırada, 55-64 yaş grubu yüzde 6,2 ile beşinci sırada ve 65-74 yaş grubu da yüzde 2 ile son sırada yer aldı.
-DPT'nin 2009 yılı sonu verilerine göre geçtiğimiz yıl tüm internet kullanıcılarının yüzde 72,4'ü e-mail alıp gönderme, yüzde 70'i çevrimiçi haber, gazete ya da dergi okuma veya haber indirme, yüzde 57'si sohbet/chat/gerçek zamanlı yazışma ve yüzde 56,3'ü oyun, müzik, film, görüntü indirme/oynatma yaptı.
Bunları sırasıyla yüzde 52,9 ile mal ve hizmet hakkında bilgi alma, yüzde 49,8 ile internet üzerinden telefonla ya da video görüşmesi yapma, yüzde 45,1 ile sağlıkla ilgili bilgi alma, yüzde 43,3 ile internet üzerinden radyo ya da televizyon takip etme, yüzde 31,7 ile öğrenme amacıyla internete başvurma, yüzde 25,7 ile okul, üniversite, mesleki kurslar ile ilgili faaliyetler için bilgi arama, yüzde 24 ile kendi oluşturduğu metin, görüntü, fotoğraf, video, müzik vb içeriği internet ortamına taşıma, yüzde 22,5 ile seyahat konaklama ilgili hizmetlerin kullanımı, yüzde 15,2 ile yazılım indirme, yüzde 14 ile internet bankacılığı, yüzde 13,2 ile iş arama ya da iş başvurusunda bulunma, yüzde 5,8 ile herhangi bir konuda çevrimiçi eğitim alma ve yüzde 2 ile mal veya hizmet satışı takip etti.
-İnternet kullanıcıları içerisinde online alışveriş yapanların yüzde 32,2'si elektronik eşya siparişi verirken sadece yüzde 1,1'i hisse senedi, finansal hizmetler ya da sigorta alımı için bütçe ayırdı.
BAĞLANTI YÖNTEMLERİ
-Hanelerde internet bant genişliği her geçen yıl artıyor. Buna göre geçtiğimiz yıl bilgisayarların yüzde 32,5'i geniş bant internet erişimine sahip oldu. Bu oran 2 yıl önce yüzde 20 civarındaydı. Yine 2009'da bilgisayarların yüzde 85,6'sı ADSL/SDSL, yüzde 5,8'i çevirmeli bağlantı, yüzde 2'si KabloNET ve yüzde 10'u cep telefonları üzerinden dijital aleme ulaştı.
-Geçtiğimiz yıl evlerin yüzde 61,9'unda sabit telefon hattı, yüzde 87,6'sında cep telefonu, yüzde 30'7'sinde masaüstü bilgisayar, yüzde 11,2'sinde taşınabilir bilgisayar, yüzde 0,6'sında el bilgisayarı ve yüzde 3,7'sinde oyun konsolu yer aldı.
EĞİTİM ŞART AMA BİLGİSAYAR YOK
İlköğretimde geçtiğimiz yıl Tunceli'de bilgisayar başına 10,8 öğrenci düşerken, bu ili sırasıyla 12,3 öğrenci ile Artvin, 13,1 öğrenci ile Bayburt, 14 öğrenci ile Burdur, 15 öğrenci ile Gümüşhane izledi.
Tüm iller arasında Gaziantep 50,7 öğrenci ile sonuncu sırada yer alırken onu 49,5 öğrenci ile Bursa, 42,6 öğrenci ile Şanlıurfa, 41 öğrenci ile Antalya ve 40,9 öğrenci ile İstanbul izledi.
Ortaöğretimde ise bilgisayar başına 8,7 öğrenci ile Sinop lider olurken bu ili 8,8 ile Tunceli, 9,5 ile Gümüşhane, 9,6 ile Bilecik ve 10 öğrenci ile Artvin izledi.
İstanbul'un 59,6 öğrenci ile son sırada yer aldığı bu kategoride bu ili 49,9 ile Batman, 46,2 ile Gaziantep, 43 ile Diyarbakır ve 40,3 ile Şanlıurfa takip etti.
Bilgi Teknolojileri (BT) sınıfı kurulması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okulun en az 8 dersliğe ve 150 öğrenciye sahip olması şartı arandığına işaret edilen raporda, tüm okullarda bilgi teknolojileri laboratuvarı kurulması yerine kurulum için okul bazında belirli bir kapasitenin varlığının arandığı bu sebeple iller bazında okul veya öğrenci sayısı ile bilgi teknolojileri laboratuvarı sayısı arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığına dikkat çekildi.
Buna göre İstanbul'daki resmi 2 bin 202 ilk ve ortaöğretim okulunda 3 bin 115 BT sınıfı/laboratuvarı yer alırken bu ili 1392 okul ve 1465 BT sınıfı ile Ankara ve 1318 okul ve 1137 BT sınıfı ile İzmir izledi.
Bu alanda Kilis 135 okul ve 67 sınıf ile sonuncu, Bayburt 129 okul ve 70 sınıf ile sondan ikinci ve Ardahan 201 okul ve 75 sınıf ile sondan üçüncü sırada yer aldı.
AVRUPA'YA YETİŞEMİYORUZ
Rapora göre bilgi teknolojileri alanında Türkiye önemli gelişmeler sağlasa da AB ile fark kapanmıyor. Buna göre geçtiğimiz yıl Türkiye'de tüm nüfus içerisinde internet kullanım oranı yüzde 34'de kalırken, AB'de bu oran 2 kat fazla olarak ortalama yüzde 67 olarak gerçekleşti. Rapora göre düzenli internet kullanımı, hanelerde internet erişimi ve genişbant internet sahipliği konularında da AB, Türkiye'ye 2 kat fark atmış durumda ve bu fark da geçen zaman karşın kapanmıyor.

11 Kasım 2010 Perşembe

Acımasız av sahası: Sosyal Medya



Günümüzün hızlı ve yoğun yaşam tarzında eski usül sosyalleşme de kendine göre hayata entegre oldu ve sosyal medya denilen sanal mecra ortaya çıktı. İsmi ister Facebook, ister Twitter, ister myspace olsun bugün hemen herkesin bu online sahneye en önden bir bileti ve söyleyecek kendine göre bir tiradı var.

İnsan ruhunun deşarj olma, egoyu pohpohlama ve ahbaplık ihtiyaçlarını gayet güzel şekilde karşılayan bu siteler her ne kadar adı sanal osa da gerçek birer sosyalleşme mecrası oldu. Teknolojiye karşı ikircikli yaklaşan sınırlı sayıdaki bir kesim haricinde hemen herkesin balıklama atladığı bu kalabalık havuz, türlü keyifler ve faydalar barındırır görünse de karanlık yüzleri hala pek çok kişi tarafından bilinmiyor.

İKİ LAF EDELİM DERKEN SİBER SUÇA AV OLMAK
"Nasılsa sanal, nasılsa dosya yükleme veya açma sıkıntısı yok alt tarafı yazılı mesaj" diye düşünenelerin kendilerini naif bir şekilde ateşe attığı bu mecralar, aslında acımasız birer av sahası. Facebook, Twitter gibi bu sosyalleşme siteleri hackerların ve organize siber suç örgütlerinin artık en gözde bölgeleri.
Dikkatli olmayan bir kişinin "iki lafın belini kıralım" diye girdiği bu eğlence merkezleri, kişisel ve finansal bilgilerini kendi eliyle suçlulara sunduğu yerler olma potansiyeli taşıyor.

Bilişim güvenliği firmalarının yayınladıkları raporlarda da belirttikleri gibi günümüzde internet üzerinden yürütülen zararlı kod aktiviteleri için bir numaralı araç sosyal medya ya da sosyalleşme siteleri iken en sık rastlanan saldırılar da web tabanlı ataklar.

ACIMASIZ İŞLEYEN TEHLİKE ÇARKIBu av partisinde en önemli araç, bir anlamda yem görevi gören "phishing" (balık tutma, avlama) nitelikli emailler.
Kullanıcı e-mailini açtığında gerçeğinden farksız bir e-maille karşılaşıyor "Bilmem kim size bir mesaj gönderdi" ya da "Falanca size arkadaşlık teklifi yolladı" gibi içeriği olan bu e-mail bir kaç cümle ötesinde ateşten gömleği sırtınıza geçirmek için bekliyor oluyor.
"Bu isteği/mesajı görmek için aşağıdaki linke tıklayınız".
Kötü kalpli cadının elması gibi gayet leziz ve çekici görünen bu link zehrini saklamak için normal bir facebook, twitter, myspace vb uzantısından farksız onlarla aynı yazılış şeklini taşıyan bir link gibi görünüyor. Baktığınızda "www.facebook.com/...." gibi bir adres görüyorsunuz ama aslında o linke tıkladığınızda gittiğiniz sayfanın aslında Facebook'la yakından uzaktan alakası olmadığını bilmiyorsunuz.

Es kaza bu uzantıya tıklayan biri, yine vaat edilen internet sitesinin birebir benzeri bir sayfada kendini ve "Lütfen kullanıcı adınızı/emailinizi ve şifrenizi giriniz" isteğine bakarken buluyor. Görüntüde hiç bir şekilde şüpheye mahal verecek bir unsuru olmayan bu siteler en deneyimli kullanıcıyı bile aldatacak profesyonellikte, gerçeğinin ikizi gibi görünüyor.
Size vaat edilen mesajı, talebi vs görüntülemek için kullanıcı adınızı, e-posta adresinizi, şifrenizi girdiğinizde de iş işten geçmiş oluyor. Suçlular böylece ister hemen, ister sonradan kullanılmak üzere saklayacakları kişisel verilerinize ulaşmış oluyor.

HESAP CÜZDANINIZA ADIM ADIM YAKLAŞIYORLAR
Bu kullanılan yöntemlerden sadece bir tanesi. Bir diğerinde de bahsettiğim teknikle Facebook kullanıcısının hesabı ele geçiriliyor ve kullanıcının iletişim kurabileceği (arkadaşı ya da arkadaşının arkadaşı) kişiler tespit ediliyor. Daha sonra bu potansiyel isimlerden herhangi birinden gelmiş gibi görünen bir e-posta kullanıcıya gönderiliyor. Yine e-posta adresinde önceki yönteme benzer şekilde bir link bulunuyor.
Bu link genelde e-maili gönderen arkadaş tarafında tavsiye edilmiş bir web sitesi oluyor. E-mail'e inanan kullanıcı arkadaşının tavsiyesine uyup bu internet sitesine gitmek için içerikteki linke tıkladığında da genelde finanasal kaynaklarına elveda demek için ilk adımı atmış oluyor. Tıklanan link kullanıcıyı gerçekte herhangi bir web sitesine değil, zararlı bir kod içeren hacking sayfasına yönlendiriyor.
Saf kullanıcımız sitede gezinirken de bu zararlı kod bir güzel onun bilgisayarına sızıp yerleşiyor, böylece bundan sonra yaptığı her işlem suçlulara açık hale geliyor. Bu senaryo kapsamında arka planda gizlice izlendiğinizi bilmeden internet bankacılığını kullandığınızı veya kredi kartınızla online alışveriş yaptığınızı düşünün...

ADULT VİDEO YERİNE AKLINIZI OYNATMAYIN
Yine bir diğer yöntem ise direkt olarak kullanıcının zaaflarına hitap ediyor. Sosyalleşme sitelerinden gelmiş gibi görünen emailde kullanıcı yeni bir "adult" vidoyu izlemeye davet ediliyor. Kullanıcı videoyu izlemek için mesajdaki linke tıkladığında videoyu izlemek için bir oynatıcı yüklemesi gerektiği mesajı çıkıyor. Eğer video oynatıcıyı indirirseniz kendinize de dönülmez bir darbe indirmiş oluyorsunuz çünkü gerçekte yüklediğiniz hackerlar tarafından yazılmış zararlı kodun ta kendisi oluyor.

ASOSYAL OLMADAN NASIL KORUNULUR
 * İlk olarak her gelen e-maili, "her gördüğün sakallıyı..." atasözündeki gibi, güvenli sanmayın. İnternet ortamındaki ilk ve en önemli güvenlik silahı "şüpheci olmaktır".
E-mail'lerin içinde önerilen linkleri TIKLAMAYIN.
Meraktan çatlamamak için illa ki orada vaat edileni görmeniz gerekiyorsa üşenmeyin linkteki adresi internet çubuğuna kendiniz tıkır tıkır yazın. En güvenli yol her zaman gitmek istediğiniz internet sitesinin adresini kendinizin yazmasıdır.

* Oldu ya yanlışlıkla tıkladınız, gözünüzü internet çubuğundan ayırmayın ve adresi kontrol edin gerçek ve meşru bir adres asla "www.twitter.com" şeklinde olmayacaktır. Bu doğrudan av sahasına yönlendirildiğinizi gösterir. Yasal ve gerçek internet sitesinin adresi "http://twitter.com/" şeklinde çıkar.
Üyesi olduğunuz sosyalleşme sitelerinin adreslerine dikkat edin ve orijinalinini yazılışını bir şekilde hafızanıza kaydetmeye çalışın.

* Biliyorum ciddi bir eziyet olacak ama farklı şifreler kullanın; sosyal medya için atadığınız şifreler ile e-mailiniz'in şifreleri asla aynı olmasın.

Şifrenizi deneyimli kullanıcıların yaptığı gibi karmaşık kombinasyonlardan oluşturun, herkesin tahmin edebileceği gibi sevgilinizi isminden, araba plakanızdan, telefon numaranızdan veya doğumgünü tarihinizden değil. Karmaşık ve iyi bir şifre oluşturmak için şu adımları takip edin:
    * Oluşturacağınız şifre en az 8 haneli olmalı
    * Harf, rakam ve sembollerin karşımından oluşmalı
    * Mutlaka 1 tane büyük/kapital harf içermeli
    * Örnek vermek gerekirse: haberTürk2010!  @haberTürk2010

* Bilişim güvenliği sunan tanınmış firmaların internet sitelerini düzenli olarak ziyaret edin varsa konuyla ilgili e-posta bültenlerine üye olun. Norton, Kaspersky, AVG gibi siteler son çıkan tehlikeler ve sistemlerle ilgili sizi e-posta ile düzenl olarak bilgilendirirler.

* Son olarak da işletim sisteminizin güncel olmasına önem verin ve mutlaka bir internet güvenlik programı kullanın ve asla güncelleme ile yeniliklerin yüklenmesini ihmal etmeyin.

4 Büyüğün Taraftarına “Şampiyon Tarife” Yakışır!

Avea'dan,
KARTALCELL, Fenercell, GSMobile ve TrabzonCell’liler için çok özel kampanya

KARTALCELL, Fenercell, GSMobile ve TrabzonCell’liler, yeni “Şampiyon Tarife” ile hem her yöne çok avantajlı konuşuyor hem de takımlarının hatlarını bedava arıyorlar.

Futbol alanına yaptığı yatırımlar ve hayata geçirdiği projelerle taraftarların futbol aşkına ortak olan Avea, hayata geçirdiği Şampiyon Tarife ile futbol tutkunlarının takımlarına destek olurken çok avantajlı fiyatlarla konuşmalarına imkân sağlıyor.

Yeni faturasız Şampiyon Tarife ile KARTALCELL, Fenercell, GSMobile ve TrabzonCell aboneleri, 30 TL yüklediklerinde her yönü 2 dakikası 20 kuruşa arıyor, takımlarının hatlarıyla da kulüplerinin kuruluş yılına karşılık gelen dakika kadar bedava konuşuyorlar.



Üstelik takım içi bedava konuşmak için 20TL yüklemek de yeterli oluyor.



Şampiyon Tarife’nin avantajları bunlarla da sınırlı kalmıyor. Numarasını taşıyarak Şampiyon tarifeye gelen KARTALCELL, Fenercell, GSMobile ve TrabzonCell aboneleri, her yöne 600 dakika kazanıyor. 

Avea Bireysel Pazarlama Direktörü Dehşan Ertürk konuyla ilgili yaptığı açıklamada; ‘‘Taraftar hatlarını lanse ederek 4 Büyük takımı GSM sektöründe de buluşturduk. Pazara yeni sunduğumuz Şampiyon Tarife ile taraftarlar her yöne 2 dakikası 20 kuruşa konuşabilecekler, pazardaki bu rekabetçi teklifimiz sayesinde takım hatlarını da bedava arayabilecekler. Avea olarak, ilerleyen dönemlerde de avantajlı tarife ve kampanyalarımızı 4 Büyük Takımın taraftarıyla buluşturmaya devam edeceğiz’’ dedi.

Taraftarlar Avea bayilerine giderek Şampiyon tarifeden yararlanabiliyorlar.

10 Kasım 2010 Çarşamba

İnternet girişimcileri uçuyor!

Girşimci ve yatırımcıyı biraraya getiren e-Tohum yeni etkinliğine havada başlıyor
 

Girişimciler fırsatları yerde ararken gökte buluyor. 18 Aralık Cumartesi günü İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde düzenlenecek olan Etohum Kampı, girisimcilerucuyor.com etkinliğiyle bulutların üzerinde başlıyor.
Etkileşim ve paylaşımın hayati önem taşıdığı internet girişimciliğinin danışma adreslerinden etohum, internet ekonomisinin başarılı girişimci ve danışmanlarını yeni ekonomiye ilgi duyan genç beyinlerle buluşturmaya devam ediyor. 18 Aralık Cumartesi günü İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde başlayacak olan Etohum İzmir Kampı, bulutların üzerinde gerçekleşecek Etohum sohbetleriyle başlıyor.
Etohum’un girisimcilerucuyor.com etkinliğiyle Etohum İzmir Kampı’nın İstanbullu konuşmacı ve katılımcıları İzmirli girişimcilerle buluşmadan önce samimi bir uçak yolculuğunda kaynaşma fırsatı yakalıyorlar.  30.000 fit yükseklikte gerçekleşecek olan bu Etohum buluşmasına sehirfirsati.com Genel Müdürü Emre Ekmekçi, Radikal İnternet Müdürü M. Serdar Kuzuloğlu, Grupfoni.com CEO’su H. Burak Hatipoğlu, webrazzi.com’un kurucusu Arda Kutsal, Yemeksepeti.com Kurucu Ortağı Melih Ödemiş, Google Ortadoğu, Afrika ve Türkiye Bölge Pazarlama Müdürü Mustafa İçil, Uzmantv.com’dan Ersan Özer, Etohum Kurucusu Burak Büyükdemir, Dr.Uğur Özmen ve Prof. Dr. Şule Özmen katılacak. Böylece Etohum İzmir Kampı’na İstanbul’dan katılacak olan yeni ekonomiye hevesli girişimci adayları, başarılı girişimlerin temsilcileriyle birlikte keyifli bir yolculuk yapma fırsatı yakalamış olacak.
18 Aralık Cumartesi günü gerçekleşecek olan Girisimcilerucuyor.com yolculuğunda yer almak için www.girisimcilerucuyor.com adresindeki formun doldurulması gerekiyor. Yolculuğun gidiş ve dönüş saatleri ileri bir tarihte açıklanacak.
Farklı konu ve konuklarla yeni ekonominin gelişimine yön veren Etohum toplantıları önümüzdeki günlerde de devam edecek.

Etohum etkinlikleri hakkında daha fazla bilgi almak ya da toplantılara katılmak için  www.etohum.com adresine girmek yeterli.

Hotmail kullananlar dikkat! Hackerlar peşinizde

9 Kasım 2010 Salı

Hepiniz kurban olabilirsiniz


Bilgisayar kullanıcılarının, farkında olmadan siber elektronik şantaj şebekesinin bir parçası olabilecekleri belirlendi. 
 
Microsoft'un, 1 Ocak - 30 Haziran 2010 dönemini kapsayan Güvenlik İstihbarat Raporu'nun 9. sürümüne göre (Security Intelligence Report) ''botnet'' denilen yazılımlarda büyük artış görüldü.

Microsoft'un Masaüstü Kötü Amaçlı Yazılım Temizleme (MSRT) programına göre, küresel ölçekte sadece 2010 ikinci çeyrekte 7 milyon bilgisayardan botnet türü yazılım temizlendi. Ancak tüm bilgisayarlarda Microsoft'un temizleme yazılımı olmadığı düşünüldüğünde milyonlarca bilgisayarda daha botnet türü yazılımların bulunduğunu söylemek mümkün.

MSRT tarafından Kore'de her 1000 bilgisayarın 14'ü temizlenirken, İspanya'da 12 ve Meksika'da 11 bilgisayarda bot kökenli yazılımlar bulundu ve yok edildi. Türkiye'de ise ilk altı ayda yaklaşık 190 bin bilgisayara botnet yazılımları bulaştı ve MSRT tarafından temizlendi.

Raporda dikkat çeken noktalardan biri de .tr uzantılı alan adlarındaki SQL (Structured Query Language) bazlı ''saldırılmış internet sayfası'' sayısı. Microsoft, .tr uzantılı alan adlarından toplam 88 bin 378 sayfada zararlı yazılım tespit etti. Türkiye'yi, 5 bin sayfayla .ru uzantılı Rusya ve 3 bin sayfayla .it uzantılı İtalya takip etti.

Rapora göre, Microsoft'un en son işletim sistemi Windows 7, Windows XP'ye (Service Pack 2) göre 5 kat daha güvenli.

-GÜNCELLEMENİN ÖNEMİ-

Microsoft Türkiye Ulusal Teknoloji Politikaları Yöneticisi Buğra Karabey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilgisayarların sürekli güncel tutulmasının önemine işaret etti.

Karabey, ''Güncellemeleri vaktinde yapın, siber güvenliği bir hayat tarzı haline getirin, Microsoft;un kötücül yazılımlara karşı ücretsiz MS Security Essentials yazılımını kullanın, Windows 7 işletim sistemine geçerek sunduğu ilave güvenlik avantajlarından faydalanın'' görüşünü dile getirirken, Microsoft Türkiye Eğitim Sektörü Yöneticisi Arzu Kösereisoğlu ise ''Bilgisayar kullanıcılarının, risklere karşı bilinçlenmesi için web sitemiz üzerinden sürekli bilgi aktarıyoruz'' dedi.

Kösereisoğlu, internet sitesi dışında Microsoft çağrı merkezlerinin de Microsoft orjinal ürünlerini seçen kullanıcılara teknik destek hizmeti verdiğine de işaret etti.

- e-ŞANTAJ-

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, Bilişim Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli Emniyet Amiri ve Bilişim Uzmanı Bilal Şen ise bilgisayarına botnet bulaşmış kullanıcıların, farkında olmadan siber suç örgütüne hizmet edebilecekleri uyarısında bulundu.

Sıfır gün saldırısı adı verilen ve ilk çıktıklarında birçok anti virüs yazılımı tarafından tanınmayan ''Botnet'' oluşturan zararlı kodlar sayesinde kullanıcıların bilgisayarının, söz konusu yazılımı üreten kişinin inisayitifine açıldığına dikkat çeken Şen, bu bilgisayarların göndericinin bir nevi ''kölesi'' haline geldiğine dikkat çekti.

Şen, şöyle konuştu:

''Hacker, botnet yüklenen bilgisayarlardan kendisine bir sanal ordu kurarak saldırı gerçekleştirebiliyor, reklam içerikleri yayınlayabiliyor, yapabilecekleri hayali ile sınırlı.

Hatta binlerce botnetli bilgisayardan oluşan siber ordusuyla örneğin bir elektronik ticaret sitesinin sunucusuna saldırı gerçekleştirilerek sitenin hatlarını meşgul ederek çalışması engellenebiliyor. Daha sonra da site sahiplerine ulaşarak saldırı yapmamak ya da yapılmakta olan saldırıyı durdurmak için şantajla para talep edebiliyor. Dünyada bunun örnekleri yaşandı. Bilgisayarında zararlı yazılım bulunan kullanıcılar farkında olmadan bu şantajın bir parçası haline gelebiliyor. Bu anlamda vatandaşların ve iş dünyasının huzuru için bilişim suçları ile mücadele ederken aynı zamanda kullanıcıları potansiyel tehlikelere karşı da uyarmak istiyoruz.''

-POLİS, ÖZEL SEKTÖRÜ GÜÇ BİRLİKTELİĞİNE DAVET EDİYOR-

Bilişim suçlarıyla mücadelenin kamu ve özel sektör imkanlarıyla ortak gerçekleştirilmesinin, suçla mücadeledeki başarıyı olumlu etkileyeceğini bildiren Bilal Şen, kamunun ve internet bağlantılı e-iş üreten özel sektörün ortak fayda için güç birlikteliği yapması gerektiğini ifade etti.

Emniyetin sadece günümüzün suçlarıyla değil, yakın gelecekte karşılaşılaşabilinecek suçları da analiz etmek için çalıştığını ifade eden Şen, hem bugün hem de gelecekteki suçlardan en az şekilde etkilenmek, kayıpları azaltmak ve suçları daha iyi soruşturabilmek için, özel sektör yetkililerinin Emniyet Genel Müdürlüğü, KOM Daire Başkanlığı, Bilişim Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ile irtibat kurmalarını beklediklerini belirtti.

-KARABORSADA SATILIYOR-

Botnet gibi zararlı yazılımlar dijital karaborsada da bir pazar yaratmış durumda.

Siber korsanlar, ya botnet ana dağıtıcı kanalını, ya kişilerin kendi botnet'ini kurması için yazılım köklerini bazıları da hali hazırda kullanılan botnet ordusunu alıp satıyor ya da kiralıyor.

8 Kasım 2010 Pazartesi

TTNET'ten hediyeli yarışma.

Bilgisine güvenen internetten yarışmaya katılıyor ödülü kapıyor
TTNET’in açtığı ve kısa sürede 23 milyon sayfa görüntüleme sayısına ulaşan www.bilgiyarismasi.com internet sitesi bilgiyi ödüllendiriyor! Toplam 34 kategoride bilgisini sınayan yarışmacılar, TTNET’ten iPad, iPhone 4 gibi gözde teknolojik ürünler ile TTNET ürün ve servislerinden hediyeler kazanıyor.

TTNET’in ödüller dağıtan internet sitesi www.bilgiyarismasi.com, bilginizi sınama fırsatı ile birlikte yarışma heyecanı ve muhteşem hediyeler kazanma şansı sunuyor. 2 ay önce hayata geçen ve kısa sürede 23 milyon sayfa görüntüleme sayısına ulaşan sitede, her ay ilk 10’a girmeyi başaranlar gözde teknolojik ürünler ve TTNET ürün ve servislerinden hediyeler kazanıyor.

www.bilgiyarismasi.com’da Kasım ayı boyunca sorulara doğru yanıtlar vererek en yüksek puanı toplayan yarışmacılar iPad, iPhone 4, Nokia Booklet 3G, Nintendo Wii ve Piranha MP3, Tivibu, TTNET Müzik ve TTNET Oyun üyelikleri ile binlerce ücretsiz WiFi dakikası kazanacak.

E-posta adresi girerek kolayca üye olunabilen www.bilgiyarismasi.com’da yarışmacılar, aralarında; bilgisayar, bitkiler, biyoloji, edebiyat, kimya, magazin ve mitoloji gibi farklı alanlardan oluşan 34 kategoride yarışabiliyor.

Google'dan Facebook'a sansür!


Bugüne kadar gmail kullanıcılarının contact (yani bağlantılı olduğu kişiler) bilgilerini diğer web siteleriyle paylaşan Google, Facebook'a artık sansür uygulamaya hazırlanıyor.
Google'ın bu kararının Facebook'un büyümesine ciddi bir darbe vurabileceği belirtiliyor.

Facebook'un inanılmaz bir hızla büyümesinde gmail kullanıcılarına yönelik bağlantı paylaşımlarının büyük bir rolü olduğuna inanan internet uzmanları, Google'ın Facebook'un "arkadaş bul" özelliğini gmail için engelleme hazırlığının, sosyal paylaşım devine oldukça ağır bir darbe vurabileceği inancında.

Google'ın Facebook'a yönelik bu kararının sebebi ise şirket tarafından büyütülmek istenen Google'ın kendi sosyal paylaşım ağları. Google yetkilileri bugün 500 milyondan fazla kullanıcısı bulunan Facebook'un kurulduğu tarihten bu yana geçen 6 yılda gmail bağlantıları yoluyla oldukça büyük bir kullanıcı kitlesini network'üne kattığı inancında.

HEDEF FACEBOOK'A RAKİP SİTE
Daha önce Wall Street Journal'da yer alan bir haberde, Google'ın Playdom Inc,
Electronic Arts'a bağlı Playfish ve Zynga Game Network'le birlikte Facebook'a rakip bir sosyal paylaşım ağı oluşturmaya çalıştığı ve bunun için sadece Zynga'ya 100 milyon dolara yakın bir yatırım yaptığı belirtilmişti. Google'ın bu son hamlesi de "sosyal ağ" planının artık yürürlüğe sokulmaya başlandığı şeklinde yorumlanıyor.

7 Kasım 2010 Pazar

Cici Facebook.. Neden Youtube, Vimeo yasaklı da Facebook değil?


Necdet Çalışkan / HT Ekonomi
Sosyal paylaşım ağı Facebook’un Teknoloji Başkanı Bret Taylor, Facebook’un  Türkiye’den kullanımının çok ilgi çekici olduğunu belirterek “Birçok ülkede varız. Her ülkenin kanununa göre hareket etmeye çalışıyoruz” dedi.
FACEBOOK ÜLKE KANUNLARINA UYAR
ABD, İngiltere ve Endonezya’nın ardından Facebook kullanımında dünyada 4. sırada yer  alan Türkiye’nin kendileri için önemli olduğunu belirten Facebook Teknoloji Başkanı  (CTO) Bret Taylor, Türkiye’deki Youtube başta olmak üzere internet erişim yasaklarıyla  ilgili olarak “Facebook felsefi olarak iletişime açıklıktan yana. Birçok ülkede varız ve uluslararası bir şirket olarak her ülkenin kanunlarına göre hareket etmeye çalışıyoruz” dedi. New York’ta düzenlenen Web 2.0 Expo’da konuşan Taylor, “Türkiye’nin Facebook’taki uygulamaların geliştirilmesinde belirleyici bir rolü var” dedi.
Bret Taylor, “Türkiye’de yüksek Friendfeed ve Facebook kullanıcısı var. Oldukça sosyal  bir ülkesiniz. Bu çok ilgi çekici. Türkiye bizim başarımız için önemli bir ülke” diye konuştu.
ÜRÜNLERİN GELİŞİMİNE REHBERLİK YAPIYOR
Friendfeed’in kurucusu ve eski Google çalışanı olan ve kısa bir süre önce Facebook’ta  üst düzey yöneticilik yapan Taylor, Türkiye’de genç nüfusun yüksek olduğunu ve  kullanıcı potansiyeli ile dikkat çektiğini belirterek, Türkiye gibi yoğun Facebook kullanılan ülkelerin ürünlerin gelişiminde rehberlik yaptığını söyledi.

6 Kasım 2010 Cumartesi

Sanal ortamda izinsiz eser paylaşımı uyarısı


Savcı, yasalardaki sorunlara dikkat çekti: "Yasalarda sık sık değişiklik, yargılamayı geciktiriyor."

TÜLAY ACAR/ AHT

Türkiye'nin önde gelen hukukçuları Habertürk'ün sponsor olduğu 'Yeni Dijital Düzenin Hukuka Yansımaları' konulu toplantıda 'e-kitap' ve 'sanal ortamda izinsiz eser paylaşımına ilişkin telif hakları' konusunu tartıştı. 'Fikri Sinai Hakları' konusunun konuşmacı ise İzmir'de görev yapan Cumhuriyet Savcısı Nevhan Akyıldız oldu.

Akyıldız, yürürlükte olan 5728 Sayılı Yasa'nın bazı maddelerini şöyle eleştirdi: "Yasanın yürürlükte yer alan 4. Maddesi'e göre 'Örneğin, bir beste sahibi veya albüm sahibi, eserinin izinsiz olarak tespit ettiği bir sitede çoğaltıldığını tespit etti. Bu durumun engellenmesi için yargıya müracat edince, mevcut düzenlemeye göre, erişimi sağlayan ilgili site yetkililerine 'ihlalin durdurulması için 3 gün süre veriliyor. Ancak buradaki 3 günlük süreyi anlamak mümkün değil. Şarkıcı veya bestekar diyor ki; 'eserim izinsiz olarak yayınlanıyor'. Ortada bir hırsızlık eylemi var. Dolayısıyla bu duruma son vermek için 3 gün beklemek çok uzun bir süre"

Yasanın şikayet edenden ihlali yapan kişinin IP dışındaki tüm delilleri bulup araştırmasını istediğini ifade eden Akyıldız, "Kişi burada IP'nin kime ait olduğunu sorgularsa sorumluluk oluşturabilir. Çünkü bu kişisel verilerin izinsiz olarak elde edilmesi olarak kabul edilir. Bu kişisel hak ve özgürlükleri ihlaldir. Bu bilgiyi bulan kişi suç işlemiş olur" dedi. Diğer bir sorunun ise hakları ihlal edilen kişinin bilgi ve içerik sağlayıcısına hangi yöntemle başvuracağı yönünde olduğunu kaydeden Başsavcı Akyıldız, "Burada netlik yok. E-posta ile yaptığını kabul edelim. Ancak mevcut yasa kişiyi e-postayı kontrol etme yükümlülüğü verimiyor. Dolayısıyla bu yöntemle yapılan ihtar kabul edilmiyor. En doğru yöntem resmi olarak tebligat olmalı" diye konuştu.

'YASALARDA SIK SIK DEĞİŞİKLİK YARGILAMAYI GECİKTİRİYOR'

Akyıldız sözlerini şöyle sürdürdü: "Sonuç olarak devlet, eserlerini dijital alanda kullanıma yönelik ihlalde kime hangi oranda ceza verilmesi gerektiğine karar vermeli, Bu konuda bir devlet politikası belirlemeli. Gerekirse bu tür eserlerin KDV oranlarını düşürerek, emeğin karşılığını verecek şekilde uygun fiyata satılmasına ilişkin düzenlemeler yapılmalı. Bu konuda sık sık yapılan değişiklikler yargılama sürecini geciktirmekte."

'E-KİTAP İÇİN YAYINEVİ ESER SAHİBİNDEN İZİN ALMAK ZORUNDA'

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yalçın Tosun da Türk Hukuk sistemine yeni giren 'e-kitap' kavramına dikkat çekerek şunları söyledi: "Yazılı bir eser sahibi, eski sözleşmesinde yer almıyorsa, dijital hakların devrine ilişkin mutlaka yeni ek bir sözleşme yapmalı. Aksi durumda eserinin e-kitap olarak farklı sitelerde yayınlanması gibi sonuçlarla karşılabilir. Yazar, kitabının izni olmadan internet ortamında e-kitap olarak yayınlayan kişiler ve erişimi sağlayanlar hakkınada tazminat davası açabilir"

Acımasız av sahası: Sosyal Medya



Günümüzün hızlı ve yoğun yaşam tarzında eski usül sosyalleşme de kendine göre hayata entegre oldu ve sosyal medya denilen sanal mecra ortaya çıktı. İsmi ister Facebook, ister Twitter, ister myspace olsun bugün hemen herkesin bu online sahneye en önden bir bileti ve söyleyecek kendine göre bir tiradı var.

İnsan ruhunun deşarj olma, egoyu pohpohlama ve ahbaplık ihtiyaçlarını gayet güzel şekilde karşılayan bu siteler her ne kadar adı sanal osa da gerçek birer sosyalleşme mecrası oldu. Teknolojiye karşı ikircikli yaklaşan sınırlı sayıdaki bir kesim haricinde hemen herkesin balıklama atladığı bu kalabalık havuz, türlü keyifler ve faydalar barındırır görünse de karanlık yüzleri hala pek çok kişi tarafından bilinmiyor.

İKİ LAF EDELİM DERKEN SİBER SUÇA AV OLMAK
"Nasılsa sanal, nasılsa dosya yükleme veya açma sıkıntısı yok alt tarafı yazılı mesaj" diye düşünenelerin kendilerini naif bir şekilde ateşe attığı bu mecralar, aslında acımasız birer av sahası. Facebook, Twitter gibi bu sosyalleşme siteleri hackerların ve organize siber suç örgütlerinin artık en gözde bölgeleri.
Dikkatli olmayan bir kişinin "iki lafın belini kıralım" diye girdiği bu eğlence merkezleri, kişisel ve finansal bilgilerini kendi eliyle suçlulara sunduğu yerler olma potansiyeli taşıyor.

Bilişim güvenliği firmalarının yayınladıkları raporlarda da belirttikleri gibi günümüzde internet üzerinden yürütülen zararlı kod aktiviteleri için bir numaralı araç sosyal medya ya da sosyalleşme siteleri iken en sık rastlanan saldırılar da web tabanlı ataklar.

ACIMASIZ İŞLEYEN TEHLİKE ÇARKIBu av partisinde en önemli araç, bir anlamda yem görevi gören "phishing" (balık tutma, avlama) nitelikli emailler.
Kullanıcı e-mailini açtığında gerçeğinden farksız bir e-maille karşılaşıyor "Bilmem kim size bir mesaj gönderdi" ya da "Falanca size arkadaşlık teklifi yolladı" gibi içeriği olan bu e-mail bir kaç cümle ötesinde ateşten gömleği sırtınıza geçirmek için bekliyor oluyor.
"Bu isteği/mesajı görmek için aşağıdaki linke tıklayınız".
Kötü kalpli cadının elması gibi gayet leziz ve çekici görünen bu link zehrini saklamak için normal bir facebook, twitter, myspace vb uzantısından farksız onlarla aynı yazılış şeklini taşıyan bir link gibi görünüyor. Baktığınızda "www.facebook.com/...." gibi bir adres görüyorsunuz ama aslında o linke tıkladığınızda gittiğiniz sayfanın aslında Facebook'la yakından uzaktan alakası olmadığını bilmiyorsunuz.

Es kaza bu uzantıya tıklayan biri, yine vaat edilen internet sitesinin birebir benzeri bir sayfada kendini ve "Lütfen kullanıcı adınızı/emailinizi ve şifrenizi giriniz" isteğine bakarken buluyor. Görüntüde hiç bir şekilde şüpheye mahal verecek bir unsuru olmayan bu siteler en deneyimli kullanıcıyı bile aldatacak profesyonellikte, gerçeğinin ikizi gibi görünüyor.
Size vaat edilen mesajı, talebi vs görüntülemek için kullanıcı adınızı, e-posta adresinizi, şifrenizi girdiğinizde de iş işten geçmiş oluyor. Suçlular böylece ister hemen, ister sonradan kullanılmak üzere saklayacakları kişisel verilerinize ulaşmış oluyor.

HESAP CÜZDANINIZA ADIM ADIM YAKLAŞIYORLAR
Bu kullanılan yöntemlerden sadece bir tanesi. Bir diğerinde de bahsettiğim teknikle Facebook kullanıcısının hesabı ele geçiriliyor ve kullanıcının iletişim kurabileceği (arkadaşı ya da arkadaşının arkadaşı) kişiler tespit ediliyor. Daha sonra bu potansiyel isimlerden herhangi birinden gelmiş gibi görünen bir e-posta kullanıcıya gönderiliyor. Yine e-posta adresinde önceki yönteme benzer şekilde bir link bulunuyor.
Bu link genelde e-maili gönderen arkadaş tarafında tavsiye edilmiş bir web sitesi oluyor. E-mail'e inanan kullanıcı arkadaşının tavsiyesine uyup bu internet sitesine gitmek için içerikteki linke tıkladığında da genelde finanasal kaynaklarına elveda demek için ilk adımı atmış oluyor. Tıklanan link kullanıcıyı gerçekte herhangi bir web sitesine değil, zararlı bir kod içeren hacking sayfasına yönlendiriyor.
Saf kullanıcımız sitede gezinirken de bu zararlı kod bir güzel onun bilgisayarına sızıp yerleşiyor, böylece bundan sonra yaptığı her işlem suçlulara açık hale geliyor. Bu senaryo kapsamında arka planda gizlice izlendiğinizi bilmeden internet bankacılığını kullandığınızı veya kredi kartınızla online alışveriş yaptığınızı düşünün...

ADULT VİDEO YERİNE AKLINIZI OYNATMAYIN
Yine bir diğer yöntem ise direkt olarak kullanıcının zaaflarına hitap ediyor. Sosyalleşme sitelerinden gelmiş gibi görünen emailde kullanıcı yeni bir "adult" vidoyu izlemeye davet ediliyor. Kullanıcı videoyu izlemek için mesajdaki linke tıkladığında videoyu izlemek için bir oynatıcı yüklemesi gerektiği mesajı çıkıyor. Eğer video oynatıcıyı indirirseniz kendinize de dönülmez bir darbe indirmiş oluyorsunuz çünkü gerçekte yüklediğiniz hackerlar tarafından yazılmış zararlı kodun ta kendisi oluyor.

ASOSYAL OLMADAN NASIL KORUNULUR
 * İlk olarak her gelen e-maili, "her gördüğün sakallıyı..." atasözündeki gibi, güvenli sanmayın. İnternet ortamındaki ilk ve en önemli güvenlik silahı "şüpheci olmaktır".
E-mail'lerin içinde önerilen linkleri TIKLAMAYIN.
Meraktan çatlamamak için illa ki orada vaat edileni görmeniz gerekiyorsa üşenmeyin linkteki adresi internet çubuğuna kendiniz tıkır tıkır yazın. En güvenli yol her zaman gitmek istediğiniz internet sitesinin adresini kendinizin yazmasıdır.

* Oldu ya yanlışlıkla tıkladınız, gözünüzü internet çubuğundan ayırmayın ve adresi kontrol edin gerçek ve meşru bir adres asla "www.twitter.com" şeklinde olmayacaktır. Bu doğrudan av sahasına yönlendirildiğinizi gösterir. Yasal ve gerçek internet sitesinin adresi "http://twitter.com/" şeklinde çıkar.
Üyesi olduğunuz sosyalleşme sitelerinin adreslerine dikkat edin ve orijinalinini yazılışını bir şekilde hafızanıza kaydetmeye çalışın.

* Biliyorum ciddi bir eziyet olacak ama farklı şifreler kullanın; sosyal medya için atadığınız şifreler ile e-mailiniz'in şifreleri asla aynı olmasın.

Şifrenizi deneyimli kullanıcıların yaptığı gibi karmaşık kombinasyonlardan oluşturun, herkesin tahmin edebileceği gibi sevgilinizi isminden, araba plakanızdan, telefon numaranızdan veya doğumgünü tarihinizden değil. Karmaşık ve iyi bir şifre oluşturmak için şu adımları takip edin:
    * Oluşturacağınız şifre en az 8 haneli olmalı
    * Harf, rakam ve sembollerin karşımından oluşmalı
    * Mutlaka 1 tane büyük/kapital harf içermeli
    * Örnek vermek gerekirse: haberTürk2010!  @haberTürk2010

* Bilişim güvenliği sunan tanınmış firmaların internet sitelerini düzenli olarak ziyaret edin varsa konuyla ilgili e-posta bültenlerine üye olun. Norton, Kaspersky, AVG gibi siteler son çıkan tehlikeler ve sistemlerle ilgili sizi e-posta ile düzenl olarak bilgilendirirler.

* Son olarak da işletim sisteminizin güncel olmasına önem verin ve mutlaka bir internet güvenlik programı kullanın ve asla güncelleme ile yeniliklerin yüklenmesini ihmal etmeyin.

5 Kasım 2010 Cuma

E hani devlet?

Aradığınız devlete şu an ulaşılamıyor...
 
 

Devlet hizmetlerine istendiğinde internetten ulaşılması, kişisel verilerle iligli sorgulama yapılabilmesiı ve vatandaşların kendi işlerini daha rahat halledebilmesi için kurulan e-devlet sistemi 1 Kasım'dan itibaren SGK sorgulaması uygulamasıyla da yayında.
Oldukça iddialı bir şekilde hizmete sokulan sistem daha ilk günlerden sorun çıkartmaya başladı.
Vatandaşlar sistem üzerinden SGK verilerine ulaşamadıkları gibi, siteye erişmekte bile problem yaşıyor.
Bir şekilde turkiye.gov.tr adresine ulaşabilenler sadece SGK sayfalarını bulmakta zorlanmıyor ayrıca site arama modülünden arattıklarında da dahili sistem hatası yazılı uyarı ile karşılaşıyor.
Vatandaşlar SGK sayfası haricindeki sayfalarda da sorun yaşayabiliyor. Örneğin 'araç sorgulama modülü'ne de "sistem hatası var" denilerek bağlanılamıyor.

İnternet kullancı sayısının oldukça sınırlı olduğu düşünülünce, tüm e-ziyetine rağmen  e-devleti kullanmaya çalışan sınırlı sayıdaki vatandaşta sanal devlet kapısından eli boş dönüyor.

4 Kasım 2010 Perşembe

Cepten Facebook'a girenler dikkat!

Cep telefonundan Facebook'a bağlanan kullanıcıların keyfi kaçacak
 
Günümüzde internet üzerindeki hizmetlerin önem kazanması ve bilgi paylaşımın artması, kontrolsüz bir şekilde özel bilgilerin ortaya çıkması riskini de beraberinde getirdi.
Gizlilik endişelerinin temelinde kişisel bilgilere erişen şirketlerin bunları pazarlama amaçlı paylaşımı da yatıyor. Şimdi ortaya çıkan bir risk ise Facebook uygulamalarından kaynaklanıyor.
Facebook'a kolay erişim sunan iPhone ve Android uygulamaları kişisel bilgilere erişiyor. Facebook Sync isimli özelliğin cep telefonundaki telefon rehberini Facebook'a yüklediği iddiası oralığı karıştırdı. Guardian'ın iddiasına göre sadece Facebook arkadaşlarının bilgileri değil, herkesin bilgileri yükleniyor.
Esas sorun ise Facebook API üzerinden bu bilgilerin erişilebilir olması. Bu da Tom Scott'un internet sayfasında sergileniyor.

3 Kasım 2010 Çarşamba

En İyi Kameralı Telefon Nokia dan.

Nokia tarihindeki en yüksek ön siparişi alan Nokia N8 Türkiye’de
02 Kasım 2010 Salı, 15:47:16
HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ
Nokia’nın, Ovi servisleriyle birlikte gelen ve dünyanın en iyi kameralı telefonu olarak nitelendirilen Nokia N8 Four Seasons Bosphorus Hotel’de gerçekleştirilen bir etkinlikle tanıtıldı.
Nokia Türkiye Genel Müdürü Conor Pierce, tanıtımda şunları söyledi: “Günümüzün yüksek beklentileri olan tüketicilerine hitap edebilmek için, akıllı telefonların eğlenceli, yararlı ve güzel olması gerekiyor. Kullanım kolaylığı, mükemmel çokluortam performansı ve zarif tasarım, paketi oluşturan vazgeçilmez unsurlar. N8 ve yeni Symbian işletim sistemi ile birlikte, dünyanın en popüler akıllı telefon platformu üzerinde alışılmış, daha hızlı ve daha sezgisel bir kullanıcı deneyimi sunuyoruz. Tüketicilerden Nokia tarihindeki en yüksek ön siparişi alan Nokia N8’i Türkiye’de kullanıcılarla buluşturmaktan büyük heyecan duyuyoruz.”
DÜNYANIN EN İYİ KAMERALI TELEFONU
Yeni Symbian işletim sistemine dayalı olan Nokia N8, hız ve kullanım kolaylığını bir arada sunuyor, aynı anda birden fazla iş yapılmasını destekliyor. Kullanıcılar, eşzamanlı olarak birden çok uygulamayı çalıştırabiliyor ve uygulamalar arasında kolay geçiş yapabiliyorlar.



Dünyanın en iyi kameralı telefonu olarak nitelendirilen Nokia N8, Carl Zeiss lense sahip 12 MP kamerası ve Xenon flaşı ile, yüksek kaliteli fotoğraf ve HD kalitesinde video çekilmesine izin veriyor. Fotoğraf ve videolar ekranda düzeltilebildiği gibi, birden fazla yolla da paylaşılabiliyor. Bu bağlamda, büyük dosyaları mobil USB (USB on the go) ile harici sabit diske aktarmak ya da fotoğrafları doğrudan Facebook, Twitter ya da RenRen gibi sosyal ağlara yüklemek mümkün oluyor. Bütün bu özellikler, 3,5 inçlik AMOLED cam ekranla birlikte canlı renklerde sunulan sağlam bir alüminyum gövdede toplanıyor.



PORTATİF EĞLENCE KİTİ GİBİ
Nokia N8, eğlencede siyah kuşak sahibi. Digiturk Web TV, E! Entertainment, National Geographic ve CNN gibi kanallardan, ayrıca sezgisel müzik çalardan beslenen WebTV uygulamaları, boş vakitlere renk katıyor. Büyük ekranda Dolby Digital Plus Surround Sound ses sistemiyle HD kalitesinde video izlemek için, cihazı ev sinema sistemine bağlamak yeterli oluyor. İlk kez Nokia N8 üzerinde sunulan Ovi Mağaza’nın en yeni versiyonu ise daha çok sayıda ücretsiz uygulamaya erişim imkanı sunuyor. Bunlar arasında, Foursquare gibi sosyal ağ hizmetleri; Need for Speed Shift gibi tam sürüm oyunlar; THY gibi popüler yerel uygulamalar da bulunuyor.
HARİTA STANDART VE ÜCRETSİZ
Diğer Nokia akıllı telefonları gibi Nokia N8 de 70’i aşkın ülkede hiçbir gizli maliyeti olmayan Ovi Harita yaya ve sürücü navigasyonuyla birlikte geliyor. Ovi Harita’nın en yeni beta sürümünü Nokia Beta Labs üzerinden Nokia N8’e yüklemek mümkün. Yeni sürüm, 85 şehirde kullanıcıları toplu taşıma, trafik durumu, güvenlik kamerası uyarıları, park alanları, benzin istasyonları ve hız sınırı uyarıları gibi konularda bilgilendiriyor. 

2 Kasım 2010 Salı

Facebook’tan, Ayrılan Sevgililer İçin Çok Özel Hizmet.

Birbirlerinin fotoğraflarını hiç görmeyecekler...
  FACEBOOK’ta, eski sevgililerinin  fotoğraflarını       görmek istemeyen kullanıcılar için yeni bir uygulama geliştirildi. Facebook’un Proje Müdürü Sam Odio, Facebook profillerinde birbirleriyle ilişkide olduklarını beyan eden ancak daha sonra ayrılan çiftlerin, birbirlerinin yüklediği fotoğrafları görmeme seçeneklerinin bulunduğunu açıkladı. Odio bunun için, Facebook’ta ilişkide olduklarını profillerinden açıklayan kullanıcıların ilişki durumlarının kaydedildiğini söyledi.